TOGA MEDYACI MENÜ
Ana Sayfa
Toga Röportajlar
=> 01-Güler Duman
=> 02-Athena Müzik
=> 03-Mercan Dede
=> 04-Fotomodel Chaira
=> 05-Yasemin Çeğerek
=> 06-Figen Genç
=> 07-Sevim Zor
=> 08-Saniye Bıldırcın
=> 09-Nurten Karışlı
=> 10-Cemile Sezer
=> 11-Seyfi Özgüzel
=> 12-Mustafa Toga-Röportaj
=> 13-Mustafa Ekinci
=> 14-Ömer Aşıran
=> 15-Semih Arıkan
=> 16-Vedat Gültekin
=> 17-Radar Holland
=> 18-Monique Turkeye
=> 19-Kinder Verniging
=> 20-Müzeyyen Doğaner
=> 21-İsmet Deringöl
=> 22-Kemal Yalçın
=> 23-Mehmet Güçyetmez
=> 24-Osman Doğan
=> 25-Ali Aktaş
=> 26-Mehmet Arıkan
=> 27-İsmail Yiğiter
=> 28-Satılmış Karuç
=> 29-Süleyman Güdücü
=> 30-Recep İmamoğlu
=> 31-Sabahattin Uçar
=> 32-Nedim Bahçekapılı
=> 33-Arif Yakışır
=> 34-Dr. Ahmet Kaya
=> 35-Aydın Bayka
=> 36-Ali Osman Biçen
=> 37-Zeki Baran
=> 38-Ayhan Akgün
=> 39-Hamit Karakuş
=> 40-Turan Yazır
=> 41-Bülent Türker
=> 42-Gülsüm Tatar
Picasso Mustafa
Toga Makaleler
YOL HiKAYELERi-Gezi Notlari
AKTÜEL DOSYALAR
DOSTLARIN FOTOLARI
Türkce Ögretmeni ve Okunan Okullar
Hollanda'da Öğretmenlik Yılları
Hollanda D66 Partisi Adaylari
Basbakan Erdogan'in Hollanda Ziyareti
Salihli'nin Sultanları voleybolda 3-0 yendi
Baskan Kayda ile Basin Mensuplari
Şiir Şöleni ve BizimEce Şairleri
Avrupa Devletleri Tabelası
Brüksel AB ve Hollanda II.Kamer
El Mercan Balık Sarayı
Ciftligin Sadik Bekcileri
Toga'dan Duvar Resimleri
50-Salihli Karlar Altında
Linkler
İletişim
Ziyaretçi defteri
 


 





 










 





 











11-Seyfi Özgüzel


“İNANÇ YOLU” PROJESİ IŞIĞINDA SEYFİ ÖZGÜZEL

Seyfi bey merhaba, Hollanda’da 45 yıllık bir geçmişi bulunan Türk toplumu içerisinde tanınan sevilen birisisiniz. Hollanda ile Türkiye arasında kültürel sosyal alanda olsun ticari alanda olsun bir köprü vazifesi görüyorsunuz. Gayri resmi bir ‘fahri konsolos’, bir ‘elçi’ sorumluluğunu omuzlarında taşıyan birisi konumundasınız.

Sayın Dr. Özgüzel’in, amacına ulaşması için mücadele verdiği yeni projeden bahsetmeden önce biyografisine kısaca bir göz atalım:

Seyfi Özgüzel 7 Mayıs 1955 yılında Adana’da doğmuş. İlk, orta ve lise tahsilini Adana’da yapmış. Daha sonra Üniversite eğitimi için Ankara’ya gitmiş ve 1975 (Yaz dönemi) Gazi Universitesi Matematik bölümününden mezun olmuş. 1975-1976 yılında Antakya Atatürk Lisesi’inde görev yapmış, 1976-1977 de askerlik görevini yedek subay olarak yapmış ve daha sonra 1978’in sonuna kadar Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Hatay Öğretmen okulunda matematik öğretmenliği yapmıştır.
1979 yılında Hollanda’ya gelen Seyfi Özgüzel bu ülkede de boş durmayıp bilimsel eğitimine devam etmiş. Bir yandan eğtitim kurumlarında değişik görevler üstlenmiş diğer yandan da eğitimini sürdürmüştür. 1989 yılında yöneticilik ve stratejik planlama üzerine Utrecht Universitesinde Post-doktoral eğitimi yapıp sertifikalarını almış. 1991 yılında Rotterdam mahkemesinden onaylı yeminli tercüman/çevirmen (Türkçe –Hollandaca) belgesini almıştır. 1992 yılında ‘Fullbright’ bursu kazanarak Amerika Birleşik Devletleri’ nde ve Kanada’da ‘çok dilliliğin yararları’ üzerine araştırma yapmış. Doktora tezinde ‘Türkçenin Dünyadaki Gücü’ne yer vermiş, Türkçe’nin, özellikle Türkiye dışında yaşayan insanların kimlik oluşumu ve kimlik gelişimindeki önemini, bulunduğu toplumda dominant gruba eşitliğini sağlamada önemini kanıtlayıp, bunun yanında da dünya dili olan Türkçe’nin iletişim ve ekonomik açıdan yararlarını ortaya koymuş ve Brabant Katolik Üniversitesinde 1994 yılında doktora eğitimini tamamlamıştır.

Sayın Özgüzel, yeni çalışmalarınız yeni projeleriniz var ama bunlara geçmeden önce nostaljik olarak sizin ticari çalışmalarınızdan biraz bahsedelim. Adviesburo Cross Cultural Solutions’un (CCS) kuruluş amacı nedir. CCS danışmanlık bürosu olarak neler yapıyorsunuz?


CCS-Kültürler Arası Çözümler Danışmanlık Bürosu; Kültürlerin birbiriyle tanıştığı veya birbirlerine ulaşamadığı yerlerde oluşan sorunlara çözümler sunar. Burada vurgulamak istediğimiz alanlar eğitim, işdünyası, uluslararası (ticari) ilişkiler, yönetim ve vatandaşların toplumdaki bireysel katılımıdır.
CCS ‘nin en önemli çalışma alanları iletişim, diyaloğ/tanışma ve bilinçlendirmedir. CCS ‘nin çalışma felsefesi şudur: Bireylerin, girişimcilerin/kurumların diğer kültürlerde başarılı olabilmeleri, içinde bulundukları toplumun ve iş yapacakları bireylerin iç dünyalarını anlamalarından geçer. Yabancı bir toplumda yaşayan bir bireyin, içinde bulunduğu toplumun örf ve adetlerini daha iyi anlamasını ve başarılı olmasını sağlamak için, ilk önce o bireyin kütürünü gözönünde bulundurarak kendisiyle diyaloga girmemiz gerekmektedir.
Uzmanlarımız Hollanda toplumu içinde sağlam bir şekilde iki ayak üzerinde dururken, içinden gelmiş oldukları kültüre de ‘köprü’ görevini üstlenmektedirler. Kısacası uzmanlarımız vatandaşın geçmişi ile geleceği arasında köprü kurmaktadırlar.
Not: (Hollandada da yeni bir hizmet anlayışı ile vatandaşlarımızın her türlü evrak sorunlarını / formaliteri eyrine getirmede yardımcı olmaya çalışıyoruz. Örneğin bazı vatandaşlarımız onlarca kilometre yol katederek Başkonsolosluğumuza gelmek durumundalar. Vatandaş işinden izin alıp Rotterdam’a geliyor. Bazan son anda bir evrağın eksikliği veya tercüme eksikliği sözkonusu olduğunda, vatandaş işini aynı günde bitiremiyor ve yeniden izin alıp, zahmetlere katlanıp gelmesi gerekiyor. Bu yüzden de yeni büromuzu Rotterdam Başkonsolosluğumuzun tam karşısına kurduk. Durumda olan bir vatandaşımız bize haftada 7 gün, telefonla veya maille ulaşabilmektedir. Danışmanlık işi olan vatandaşa yardımcı oluyor, tercüme işi olan vatandaşımız belgesini acil durumda scan yapıp veya faksla bize gönderiyor. Günün erken saatlerinde Başkonsolosluğumuza gelen vatandaşımızın belgelerini tercüme etmiş olarak hazırlamış oluyoruz ve kendisi de zaman kaybetmeden hemen Başkonsolosluğumuzdaki işlerine başlıyor. Tabi ki vatandaşımızın biraz da olsa zamanı varsa çay-kahve ikramımızı yapmadan onu göndermiyoruz! Sonuç olarak bu hizmet anlayışımızla, vatandaşın işlerinin erken bitmesine katkıda bulunmuş oluyoruz. Tek cümleyle özetleyecek olursak: vatandaşımızın, ‘ benim Rotterdam’ da bana yardımcı olacak bir ‘adresim’/ bir bürom var’, demesini amaçlamaktayız.)

Hollanda ile Türkiye arasında kültürel ve sosyal alanda olsun veya ticari alanda olsun bir köprü vazifesi görüyorsunuz. Bunun somut örneklerinden birisi Türkiye’den Hollanda’ya gelecek olanlar için uyum kursları düzenliyorsunuz. Türkiye’nin hangi şehirlerinde dershaneleriniz var, kursiyerlerde başarı oranınız ne kadar, istediğiniz trende ulaşabiliyor musunuz?

Hollanda parlemontosunda çıkan bir kanunla AB ve ABD dışından gelecek olanlar için uyum kursu zorunluluğu getirildi. Bizde CCS olarak 2007 yılında Türkiye’de, Hollanda’ya yerleşmek isteyen vatandaşlarımıza, uyum kurslarını sunmaya başladık. Bu kursları Adana, Ankara, Antalya, Istanbul, Karaman, Kayseri ve Konya’daki anlaşmalı dersanelerimizde vermekteyiz. Başarı oranımız yüzde yüze yakın diyebilirim. Bügüne dek yüzlerce kursiyerimizden biri hariç geriye kalan hepsi başarılı olmuştur. Çünkü kursiyerlerimize kendi ayakları üzerinde durabilecek kadar Hollandaca ve Hollanda kültürü hakkında bilgi veriyoruz. Yani yasal yoldan istenenden çok daha fazlasını öğretiyoruz.

Uyum kursunun amaç gurubu kimlerdir? Bu konuya da kısaca değinir misiniz?

Başta aile birleşimi yapanlar/Türkiye’den biriyle evlenenler. Türkiye’den biriyle evlenerek Hollanda'ya yerleşmek isteyenler, Türkiye’de Hollanda toplumuna uyum sınavına girmek zorundadırlar. Sınavda başarılı olanlar vize talebinde bulunabilirler
Bunların yanısıra: Eleman (işçi), girişimci, stajerler. İş yerini Hollanda'da kurmak veya değişim programı çerçevesinde iş /staj nedeniyle belirli bir süre için Hollanda'ya yerleşmek isteyenler. Türkiye'de faaliyet gösteren Hollanda firmalarında çalışan veya çalışmak isteyenler. (Türkiye’deki) Hollandalılara yönelik çalışma yapan veya Hollandaca’nın önemli olduğu turizm, satış sektörü, call-centre, emlak, telefon - dağıtım şirketleri ve bankacılık sektörlerinde görev almak isteyenler. Öğrenciler, meslek eğitimini, yüksek öğrenimini veya stajını Hollanda’da yapmak isteyenler uyum kursuna katılmaktadır.

Hollanda Eğitim Bilim ve Kültür Bakanlığında eğitimin bazı alanlarından sorumlu Özel hizmetler Müfettişi olarak uzun yıllar görev yaptınız. Türkçenin Hollanda’da orta eğitimde (lise seviyesindeki okullarda) İngilizce, Fransızca gibi modern bir dil olarak okutulmasında büyük çabalarınız oldu, daha doğrusu size bunun baş mimarı diyebiliriz, bu konularda biraz bilgi verebilir misiniz?

1986-1998 yılları arasında Hollanda Eğitim Kültür ve Bilim Bakanlığında Bakanlık Müfettişliği (Rijksinspecteur bij het Ministerie van OC & W) yaptım. Sorumluluk alanlarım; ‘Anadili eğitimi’, ‘çok kültürlü eğitim, yani Hollanda eğitim programının çok (dilli) kültürlü topluma adapte edilmesi’ ve ‘öncelikli bölgelerin eğitimi’ , yabancı öğrencilerin eğitimdeki başarıları ve Türkçe’ nin de içinde bulunduğu yeni modenr dillerin dersprogramına yerleştirilmesiydi. Bu görev çerçevesinde Türkçe’nin de okutulduğu bütün ilk ve orta dereceli okullarda araştırma yapan Teftiş Komisyonunun başkanlığını yürüttüm. Yaptığım araştırma ile, yabancı öğrencilerin geri kalmışlıklarını gidermek için Bakanlığın sağladığı imkanların yabancı öğrenciler için kullanılması gerektiğinden, bu paraların yanlış yere harcanmaması için uğraş verdim. Bakanlıktaki görevim süresince Hollanda’nın Eğitim Komisyonu daimi delegesi olarak, Hollanda ile, Türkiye’nin de içinde bulunduğu göçmen işçi veren diğer ülkelerle Kültürel anlaşmaların yapılmasına katkıda bulundum.
1996-1998 yılları arasında ise Yüksek Öğretim Müfettişliği yaptım. Bu görev kapsamında özellikle öğretmen yetiştiren yüksek okullar üzerinde araştırmalar yaptık. Bu okullardan mezun edilen öğretmenlerin ‘bütün topluma’, daha doğrusu çok kültürlü sınıflara daha iyi bir şekilde ders verebilecek tarzda nasıl yetiştirileceği üzerinde ilmi çalışamlara katıldım....
Heerlen Açık Üniversitesinin (Open Universiteit) isteği doğrultusunda yabancı öğrencilere “en iyi rehberlik nasıl yapılır” konusunda yazdığım metod bu Üniversite tarafından ders kitabında bir bölüm olarak halen okutulmaktadır.

Hollanda’nın siyaset arenasında da görüldünüz. İşçi partisinden (PvdA) dan milletvekili adayı oldunuz. Yeni bir açılıma öncülük ettiniz, Hollanda’ki siyasi partilerin içerisine göçmenlerin ağırlıklı olduğu yeni bir partinin kurulma çalışımlarına katıldınız hatta genel başkanı oldunuz. Bildiğiniz gibi yakında genel seçimler var. 200 bin seçmeni bulunan Hollanda’daki Türk toplumuna vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

İstikrarlı Hollanda (Duurzaam Nederland) siyasi partinin Manuel Kneepkens ile birlikte kurulmasına öncülük ettik. Partinin kuruluşu ‘Mevlana felsefesiyle’ insana saygı, yeşil ekonomi ve farklı etnik grupların birbirleriyle kaynaşması ana noktasından çıktı. Parti yönetimi beni genel başkanlığa seçti ve 2002 genel seçimlere bu şekilde katıldık. Bu seçimde Yüksek Seçim Kurulunun 13 seçim bölgesiyle ilgili bütün şartlarını yerine getirip Ulusal bir parti olduk. Yasanın sağladığı olanaklarla telvizyon ve diğer medyada tanıtım hakkımız doğdu. Ama Pim Fortijn öldürülünce TV lerde tanıtım yasağı geldi ve biz de yeni olan İstikrarlı Hollanda partisini (ancak hepimizi kucaklayan- eşit gören bir Hollanda istikrarlı olur!) malesef halka tanıtamadık. Daha önce de İşçi Partisi (PvdA) beni 64 sıradan milletvekili adayı olarak göstermişti. Bunları politik aktiviteler olarak sayabilirim. Hollanda’da yaklaşan erken genel seçimlerde vatandaşlarımızdan bilinçli oy vermelerini tavsiye edeceğim. Elbette değişik siyasi partilerden Türk kökenli aday adayları çıkacaktır. Mecliste her parmak kaldıranlara değil, o görevi layıkıyla yapacak, bizim için onur kaynağı olabilecek adaylara tercihli oylarını versinler. Seçme ve seçilme hakkı her vatandaş için demokratik bir haktır, bu haklarını sandık başına giderek değerlendirsinler.

Gelelim yeni projenize. İsminden de anlaşıldığı üzere çok ses getirecek bir çalışma. “İNANÇ YOLU” Projesinin amacını, bugüne kadar gelişimini, literatür bilgileri kısaca özetleyebilir misiniz?


Bu proje Antalya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bölüm başkanı Prof. Dr. Fuat Bozkurt tarafından ilk olarak kaleme alınmış olup, şu anda birlikte çalışıyoruz. Antalya Üniversitesi, partner olarak Avrupa’da bir Üniversite ve Pedagoji Merkezi ile ortak çalışmalar yapacaktır.
Sayın Bozkurt Çukurova’ya yaptığı bir gezi sırasında orada gördükleri kutsal değerler üzerinde çalışmalar başlatmayı düşünüyor. Bu topraklarda 5 bin yıllık geçişi bulunan Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlığa ait olan tarihi eserler var. Projenin amacı geçmişten günümüze dek Ön Asya’da yaşamış olan inançların bugüne yansıyan izlerinin araştırılması. Kutsal eserlerin belgelenmesinin yanı sıra bu inançların toplumlar üzerinde, geçmişten günümüze kadar etkileri de yansıtılacaktır. İnanç Yolu projesiyle ayrı inançlara sahip insanların aslında bilinenden çok daha fazla ortak değerlere sahip olduğu ve bu ortak değerlerin aynı menşeyden geldiği ortaya konulacaktır. Sonuç olarak ta, çoğu zaman farklı dünyalar olarak tanıtılan bu inançlara mensup insanların diğer İnançlardaki ortak noktaları görmeleri durumunda kültürler arası insan sevgisinin güçleneceği ve bunun dünya barışına olumlu katkıda bulunacağı beklenmektedir.



Materyal ve yöntem çalışmalarını ayrıntılı olarak tanımlayabilir misiniz? Projeden beklenen yararlar nedir, İnanç Yolu projesi başarılı olursa bunun bilime ve topluma ne şekilde katkıda bulunacağını açıklarmısınız?


Türkiye’ de Prof. dr. Fuat Bozkurt’un araştırmacı ruhu, Akdeniz Üniversitesi rektörü prof.dr. İ. Kurtcephe’ nin desteği ve bizim Hollanda’ daki mücadelemizle başarıya varacağımıza kesinlikle inanmaktayım; ki ilk izlenimlerim çok olumludur. Mitolojik kaynaklar ve halk söylenceleri birinci elden yerinde taranacak. Alana çıkmadan önce yazılı kaynaklardan ön hazırlık yapılacak. Kaynak alanındaki kişilerle yapılan yüz yüze görüşmeler hareketli görüntü ve fotoğrafla belegelenecek. Yine aynı görüşmeler ses kayıt aracıyla kayıt altına anılanacak. Bu çalışmaların bitiminde dokümenter bir film yapılmış olacaktır. Bunun yanında da okullarda gösterilmek üzere CD ve DVD üretilecek, aynı zamanda Medya kanalıyla da yayınlanacaktır.
Bu üç İnanca ait kürtürel değerlerin büyük bir kısmının Anadolu’da bulunmasından dolayı, sözü edilen İnançların izlerini belgelerken Anadolu kültürü de belgenecek ve dış dünyaya tanıtılacaktır. Bu belgesel dünyadaki barışın çok büyük bir gereksinim olduğu bu günlerde kültürlerarası diyaloğa katkıda bulunacaktır. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması dolayısıyla proje bu yıl içerisinde hayata geçirilecektir.

Sayın Özgüzel bu anlamlı proje çalışmalarınızla ilgili verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür eder, Platform/Kadın Dergisi olarak başarılar dileriz.

Ben teşekkür ederim. Gerçi projemiz ile ilgili pek detaylı konuşma fırsatımız olmadı, ama proje hayata geçirildiğinde sizleri davet edip ayrıca bilgilendireceğim.

Röportaj : Mustafa Toga
Fotoğraf : Melek Tatar
........................................................................................................................
Platform Dergisi :
Hollanda Genelinde Dağıtım Yapılan, Aylık Türkçe Dergi










 


Bugün 16 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!
 
          
Her Gün Yeni Bir Başlangıçtır.....TogaMedyacı.....2006 dan bu yana

“Düşünce, Aktüalite, Edebiyat”







 

Toga Medyacı Editörü / Wie is de editor van TogaMedyacı






BİLGİSAYAR 'IP' TANIMA
SAYACI

Flag Counter
  


 



 


 




 
Copyrigt 2014 ..... Her Hakkı Saklıdır ..... Design by TogaMedyaci
Sitemizde yayınlanan haberler kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Bize mustafa_toga@hotmail.com e-mail adresinden ulaşabilirsiniz…




Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol